Panik Bozukluğu ve Anksiyete Bozuklukları
Panik bozukluğu aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, beklenmedik yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Atakların arasındaki vakitlerde de başka panik atakların olacağına yönelik kaygı duyulur. Panik ataklar sırasında “ kalp krizi geçirip ölme” , “kontrolden çıkarak sinirlilik anına erişme” ya da “felçlik geçirme” gibi sonuçların meydana geleceğine dair bir inanç oluşur. Bu yüzden sürekli olarak bir üzüntü içerisinde olunur ve hayattan zevk alınmamaya başlar. Panik bozukluğu olan birey, ataklara yönelik ve kötü sonuçlara karşı önlemler alır. Bu önlemler işe gitmeme, spor ya da ev işi yapmama, yiyecekleri seçerek yeme, yanında ilaç ve alkol gibi çeşitli maddeler taşıma şeklindedir. Bu önlemler alınırken de hayatın normal seyrinden çıkmak kaçınılmaz bir hal alıyor.
Panik Bozukluklar Nasıl Oluşuyor?
İlk olarak atakla başlıyor. Ortada herhangi bir neden yokken, birden bire başlayan göğüs ağrıları ya da göğüste sıkışma hissi, çarpıntı, nefes alamama durumu, terleme ve titreme, üşüme veya ürperme gibi belirtiler bireyi çok kötü düşüncelere iterken birey dehşete kapılır. O an kalp krizi geçirdiğini düşünür. Felç geçirecek olmasına dair bir korkuya kapılır ve bunu zannederek yoğun bir şekilde ölüm korkusuna kapılır. Bazen de garip ve tuhaf duygular hissederek bunu çevrelerine de yansıtırlar. Kontrollerini kaybetmeye veya çıldırmaya başladıklarını düşünerek kendilerine ve çevrelerine zarar verecek olmalarından korktukları için sürekli olarak temkin halinde kalırlar. Tedavi edilmediği durumlarda ise panik ataklar sürekli olarak kendisini tekrar etmeye başlar.
Anksiyete ( Kaygı ) Bozukluğu
Kriz durumlarında oldukça kötü bir şeylerle karşılaşacakları duygusuna kapılırlar. Her an panik halinde hissederler. Bulundukları durumun olduğundan kötü olduğuna inandırırlar kendilerini. Tehlikeli bir halde olduklarını düşünürler. Anksiyete bozukluğu yaşayan bireylerde bu hisler son derece kuvvetlidir ve kuvvet derecesi de her daim artış gösterebilmektedir. Sanki bu durumu hiç geride bırakmayacaklarmış gibi hissetmeye başlarlar. Fakat anksiyete bozuklukları genel olarak bilişsel davranışçı terapi uygulamaları ile rahat ve kolay bir şekilde kontrol edilebiliyor.
Anksiyete bozukluğuna birey, şiddetli derecede korku ve panik duygusu hissine kapılmaktır. Çoğu birey yaşamdaki önemli olan olayların öncesinde kendilerini korku dolu ve telaşlı hissedebilir ve bu hisler gayet doğaldır. Beklenen önemli bir olayın sona ermesiyle birlikte korku, panik, telaş gibi duyguların sona ermesi gerekir. Fakat birey korku ve panik duygularını olayın geçmesinin ardından hala hissediyorsa ve yaşam kalitesinde bozulmalara yol açacak derecede etki altına alıyorsa, burada anksiyete bozukluğundan söz etmek doğru olacaktır.
Anksiyete bozukluğunun çeşitli belirtileri mevcuttur. Bu belirtiler sinirli ve gergin olma, kötü bir şey olacağına dair hisler besleme, kalp atışlarının hızlanması, nefes alışın hızlı bir hal alması, terleme ve ellerde titremelerin oluşması, kişinin kendisini zayıf ve güçsüz bir şekilde hissetmesi, odaklanmada güçlük çekme, sürekli olarak bir şeylere karşı kaygı besleme, uykuya dalmada güçlük çekme, midede problemlerin olması şeklinde olup kişinin hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.