Sosyal Kaygı/ Sosyal Fobi
Sosyal kaygı/ sosyal fobi iki farklı şekilde görülebilir. Korkular eğer birçok toplumsal durumu bir arada kapsıyorsa yaygın tiptir. Bazı toplumsal durumları kapsıyorsa şayet yaygın olmayan tip şeklindedir. Bu bazı durumlara başkalarının önünde imza atmak, bir şeyler yemek, konuşma yapmak örneklerini verebiliriz.
Sosyal Kaygı/ Sosyal fobinin yaşam boyunca görülme durumları % 2 ila 13 arasında seyrediyor. En sıklık ile rastlanılan bir hastalık tipidir. Ülkemizde yapılan araştırmalarda Türkiye’ de bu hastalığa sahip olan sayısının % 24 olduğu tespit edilmiştir.
Sosyal kaygı / sosyal fobi alt tipine göre değişim gösteriyor. Bununla birlikte erken ve geç ergenlik dönemlerinde daha sık rastlanılabiliyor. Bu yaş aralığına 10 – 17 yaş aralığını örnek verebiliriz. Yaygın tipinse daha erken yaşlarda başlayabildiğine dair bilgiler de bulunuyor.
Sosyal Kaygı / Sosyal Fobi Kimlerde Daha Sıklıkla Görülüyor ?
Sosyal Kaygı/ Sosyal Fobinin maddi durumu yetersiz olan, henüz evlenmemiş ve işsiz, eğitim düzeyi yeteri düzeyde olmayan bireylerde daha sık görüldüğü saptanmıştır. Hastalığın erken dönemlerinde topluma çıkmayı istememe söz konusudur. Bu da risk etmenleri arasında sayılabilecek durumdur. Kalıtım değil de daha çok çocuk yetiştirme tarzı, ailelerin diğer insanlarla iletişimi ve görüşme sıklıkları, ebeveynlerin özellikleri oldukça büyük önem taşıyor. Çocukluk çağlarında diğer çocuklara oranla çekingenlik yaşayan bireylerde gelecek yaşlarda sosyal kaygı ve sosyal fobi hastalığının görülmesi kaçınılmaz olabiliyor.
Toplulukta konuşma yapma, soysal ortamlarda kendilerini ifade edebilme noktasında bir adım geri durma ya da çekingenlik hissi genel olarak insanlarda görülen bir durumdur. Bu yüzden bu durumların büyük bir kısmı hastalık olacak şekilde düşünülmüyor. Hatta bu tarz hususların bazen bireylerin motivasyonunun artmasına da yardımcı olduğu görülüyor. Ancak dozunda bir geri durma ve çekingenlikten bahsediyoruz.
Sosyal fobi tanısı koyabilmek için bireyde korkudan daha çok kaçınmasal davranışların olması gereklilik gösteriyor. Kişi kaçmıyorsa, duruma doğru kendisini itiyor ve bir şeylere kendisini zorluyorsa sosyal fobiye dönüşen durumlar meydana gelecektir. Aynı zamanda bu tarz hastalığa sahip bir birey, korkularının aşırı dozda ya da anlamsız bir şekilde olduğunun bilincinde bir şekilde hareket edecektir. Eğer kişinin duyduğu korku anlamsız ya da aşırı değilse sosyal fobiden bahsetmek doğru olmayacaktır.
Sosyal Kaygı / Sosyal Fobinin Belirtileri
Korkulan durum ile karşılaşıldığı esnada fiziksel belirtiler görülüyor. Bunlar bariz bir şekilde görünen ayrıntılar oluyor genellikle. Yüzde kızarma, terleme, ağızda kuruluğun meydana gelmesi, çarpıntı, nefeste kesilmeler, nefes darlığının oluşması, kasların gerilmesi, titreme ve kötü hissetme bu fiziksel ve bedensel belirtilerdir. Bu durumlarda akıllarda yer alan düşünceler ise kendisi adına olumsuz düşüncelerdir. Çirkin olduğunu düşünme, mükemmel olmalıyım hissi, geleceğe yönelik kaygı, asla hata yapmamalıyım hissi, güçsüz hissetme gibi durumları buna örnek vermemiz mümkündür.
Sosyal kaygı / sosyal fobi hastalığının etkisini azaltmak ya da tamamen yok etmek için profesyonel bir yardım almak daha doğru olacaktır. Çünkü sosyal kaygı ve sosyal fobi maalesef ki yaşam konforunu büyük ölçüde etkileyerek kişilerin görevlerini dahi yapmamalarına neden oluyor. Kişi tamamen hayattan kopuk yaşamlara itilebiliyor.