“Hiç bir zaman ihtiyacım olan sevgiyi, ilgiyi alamayacağım”
“Ben değersiz ve önemsizim.”
“Sonsuza kadar yalnız kalacağım”
“Benimle gerçekten ilgilenen kimsem yok.”
“Yaşantımın çoğunda bir diğer insan için özel biri olduğumu hissetmedim.”
Güvenli bağlanma, çekirdek duygusal ihtiyaçlardan biridir. Bu ihtiyacın karşılanmadığı yerde, oluşan şemalardan biri Duygusal Yoksunluk şemasıdır. Bu alandaki şemalara sahip olan insanlar, başkaları ile güvenli, doyurucu bağlanma oluşturamazlar; istikrar, güvenlik, bakım, sevgi, ait olma ihtiyaçlarının giderilmeyeceğine inanırlar. Erişkin olarak başkasıyla kendine zarar verici bir ilişkiden diğerine atlama ya da bütünüyle yakın ilişkilerden kaçınma eğilimleri vardır.
Hayatı Yeniden Keşfedin adlı kitapta Duygusal Yoksunluk Şeması şu şekilde tanımlanmıştır:
“Duygusal Yoksunluk, sevilme ihtiyacınızın başkaları tarafından yeteri kadar karşılanmayacağı inancıdır. Kimsenin sizinle gerçekten ilgilenmediğini ve sizin hissettiklerinizi anladığını hissetmezsiniz. Soğuk ve verici olmayan insanlardan etkilenirsiniz veya siz kendiniz soğuk veya aşırı vericisinizdir. Bu durum da sonunda kaçınılmaz olarak tatmin edici olmayan ilişkiler kurmanıza neden olur. Kendinizi aldatılmış hissedersiniz ve bu konudaki hisleriniz öfkelenmek ile incinip yalnız hissetmek arasında gidip gelir. Çelişkili olarak, öfkeniz insanları sizden uzaklaştırır ve yoksunluğunuzun devam etmesine neden olur.” (Young & Klosko; 2016)
Duygular
Duygusal Yoksunluk şemasına sahip kişiler, duygusal ihtiyaçları karşılanmadığı için kendilerini depresif hissederler. İnsanlarla aralarındaki ilişkilerde tatmin edici bir bağ hissetmediği için yalnızlık duygusu çoğunlukla hakim olur. Bunların dışında hissizlik veya kendilerine acıma hissi, yani kendileriyle ilgili derin bir üzüntü hissedebilirler. Bu kişiler güçlü görünmeleri gerektiği inancında oldukları için duyguların önemsizliğini vurgulayabilir, aşk ilişkileri gibi yoğun duyguların hakim olduğu durumları küçümseyebilirler.
Davranışlar
Duygusal Yoksunluk Şeması’na Teslim olanlarda (şemasını kabul edenlerde) görünen davranışlar:
Duygusal olarak ihtiyaç duydukları şeyleri, önem verdikleri kişilerden istememe, sevgi ya da rahatlık arzularını ifade edememe, başkalarına soru sormaya odaklanma fakat kendisi için az şey söyleme, temelde hissettiğinden daha güçlü hareket etme ve duygusal ihtiyaçları yokmuş gibi hareket etme, duygusal olarak mahrum bırakan eşler seçmek ve ihtiyaçlarını eşine söyleyememe gibi davranışlarda bulunurlar.
Kaçınma: Şemanın tetiklenebileceği durumlardan kaçınma davranışı sergilenir.
Yalnızlığı severler. Başkalarından herhangi bir şey almayı beklemediklerinden yakın ilişkilerden kaçınırlar. Mesafeli ilişkilerde kalırlar ya da ilişkilerden tamamen kaçınırlar.
Aşırı Telafi (Şemaya karşı savaşır):
İhtiyaçları giderilmediğinde aşırı talepkar olma eğilimleri vardır ve öfkeli tepkiler verirler. Aşırı muhtaç olma hali ve çaresiz hissederler. Kendi karşılanmayan duygusal yoksunluk hislerini telafi etmek için başkalarını beslerler, arkadaşlarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırlar. Ilişkilerinde çok ısrarcı olma eğilimindedirler.
Bu şemanın doyumsuz bir özelliği vardır. İnsanlar size ne kadar verirlerse versinler, kişiye hiçbir zaman yeterli gelmez.
Gelişimsel kökenleri
Duygusal yoksunluk şemasının kökenleri, çocuk için anne figürü olan kişide yatar – başlıca görevi çocuğu duygusal olarak beslemekten sorumlu olan kişi. Bazı ailelerde bu figür bir erkektir. Baba figürü de ayrıca önemlidir ama genellikle bebeğin yaşamının ilk yıllarında çocuğun dünyasının merkezini anne oluşturur. İlk ilişki, daha sonrakiler için bir prototiptir. Bireyin geri kalan hayatı için, yakın ilişkilerinin birçoğu anne ile olan ilk deneyimin izlerini taşır. Duygusal Yoksunluk şemasının kökenlerine örnek olarak:
- Soğuk ve sevgi vermeyen bir anne. Çocuğa yeteri kadar sarılmaz ve onu kucağında sallamaz.
- Çocuğun sevildiğine ve değer verildiğine dair bir hissi – özel ve değerli biri olduğuna dair bir hissi yoktur.
- Anne çocuğa yeterli zaman ve ilgiyi vermez.
- Anne çocuğun ihtiyaçlarını gerçekten dinlemez. Çocuğun dünyası ile empati kurma zorluğu vardır. Çocuk ile gerçek bir bağ kuramaz.
- Anne çocuğu gerekli şekilde yatıştırmaz. O zaman çocuk kendi kendini yatıştırmayı veya başkalarının onu yatıştırmasını kabul etmeyi öğrenmez.
- Ebeveyn, çocuğu yeteri kadar yönlendirmez veya bir yön algısı sağlamaz. Çocuğun güvenebileceği somut bir şey yoktur.
Şemanızı Değiştirmek
Duygusal Yoksunluk şemasını değiştirmek hiç kolay değildir ve genellikle uzman desteği gerektirir. Daha önce duygusal olarak tatmin hissetmemiş olan bir bireyin bunun nasıl birşey olduğunu bilmemesi kadar doğal birşey yok çünkü ihmal edilmiş bir çocuktan bahsediyoruz. Öncelikle çocukluğunuzda yaşadığınız yoksunluğu anlayıp içinizdeki yoksun çocuğu hissetmeye çalışın. İlişkilerinizi ve yoksunluk hislerinizi gözlemleyin. Tekrarlayan örüntüleri netleştirin. Güçlü bir kimyanız olan soğuk eşlerden kaçının. Duygusal olarak cömert bir eş bulduğunuz zaman, ilişkinizi yürütmek için bir şans verin. İhtiyaçlarınızı fark edin ve duygu ve düşüncelerinizi eşinizle paylaşın.