Ebeveynler çocuklarının başarılı, saygılı, akıllı ve özgüvenli gibi özelliklere sahip olmasını ister ve tüm bunların olması için ellerinden gelen çoğu şeyi yapmak isterler. Ancak ebeveynler bazen farkında olmadan çocuğa zarar verici tutumlarda bulanabiliyorlar. Bu yazının da amacı ebeveynlere hangi tutum ve davranışların çocuklara nasıl etki ettiğine dair farkındalık kazandırmak.
Bireylerin sahip olduğu kişilik özelliği ve ruh sağlığı doğduğundan itibaren ebeveynlerin tutum ve davranışlarıyla şekillenmeye başlar. Çocuk ebeveynlerini rol model alır ve onların öğrettiği bilgilerle kendine ve çevresine dair olumlu veya olumsuz inançlar geliştirmeye başlar.
Çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişiminde ebeveynlerin tutum ve davranışı belirleyici rol oynamaktadır. Bu nedenle çocuklarda sağlıklı bir gelişim için ebeveynin öz farkındalığa sahip olması çok önemlidir. 💭
Bağımlı “Alkolik” ailelerde çocuklar…
- Düşük özgüven problemi yaşayabilir.
- Kişisel sınırlarını belirleyememe ve “hayır” demekte zorlanırlar çünkü kendilerini sürekli başkalarıyla ilgilenmek zorunda hissederler.
- Aşırı kontrolcü olabilirler. Hep ciddi olmak zorunda hissederler, eğlenmek onlara çocukça gelir.
- Sürekli onaylanmayı beklerler. “Kendilerine inanmazlar” ve başkalarının onlara doğrunun ne olduğunu söylemelerine ihtiyaç duyarlar.
- Güven duygularını kaybettikleri için duygusal ilişkilerde partnerlerine “kaygılı” ve “güvensiz“ şekilde bağlanabilir.
“Kontrolcü” ailelerde çocuklar…
- Kendi ihtiyaçlarını anne-babalarının ihtiyaçlarından ayırt edemezler.
- Kendi düşünce ve isteklerini değersiz görürler.
- Çaresiz ve yetersiz hissederler. Bu nedenle düşük özgüven sorunu yaşarlar.
- Kendilerinden şüphe ederler.
“Sorumluluk” almayan ailelerde çocuklar…
- Küçük yaşta anne-babalarının sorumluluklarını üstlenen, hatta onlara bakmak zorunda kalan çocuklar yetişkin olduklarında yoğun bir suçluluk ve fazla gelişmiş sorumluluk duygusu hissederler.
- Duygusal bağımlılık yaşarlar.
- İlişkilerde “kurtarıcı” rolünü üstlenirler
- Kendi istek ve ihtiyaçlarını ikinci plana atarlar.
“MÜKEMMELİYETÇİ” ailelerde çocuklar…
İki ihtimal vardır.
- Anne-babalarının sevgi ve onayını kazanmak için çabalayıp dururlar. Mesela; evlerini ne kadar temizlerlerse temizlesinler, yeterince temiz değildir. Başarıları onlara mutluluk getirmez çünkü hep daha iyisini yapabileceklerine inanırlar.
- Başarılı olmaktan korkan isyankar bireyler olurlar ve başarısızlığı kabullenirler.
“Sözel taciz” uygulayan ailelerde çocuklar…
- Aşırı hassaslık,
- Utangaçlık,
- Güvensizlik,
- Yetersizlik hisleri,
- Özsaygı eksikliği hissederler.
- Kendisini; yetenekleri olan, sevilmeye layık ve değerli biri olarak görmezler.
“Şiddet” uygulayan ailelerde çocuklar…
- Etrafındaki kişilerden “kötü” yüzünü saklaması gerektiğine yönelik kaygı duyma,
- “Özsaygı” eksikliği ile yavaş yavaş kendinden nefret etme,
- Çabuk bozulan ilişkiler yaşama,
- Özgüven eksikliği,
- Kendini “yetersiz” hissetme ve
- Sebebi olmayan öfke yaşayabilirler.
“Cinsel taciz” uygulayan ailelerde çocuklar…
- Yoğun suçluluk ve utanç duygusu,
- Çaresizlik, yetersizlik, değersizlik hisleri,
- Kendilerini “kötü, kirli ve sorunlu” hissetmeleri nedeniyle toplumdan uzaklaşma ve “yalnız” hissetme,
- Seksten tiksinme,
- Depresyon ve sık tekrarlayan baş ağrıları,
- Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı riski fazladır
- Kilo problemi yaşayabilir.
KAYNAK: Forward, S., Buck C., (2015). Zor Bir Ailede Büyümek