Beden Algısı
Kişilerin kendi bedenleri ile ilgili negatif ya da pozitif duygularının kendisi bakış açısı ile değerlendirilmesine veya eleştirel tepkide bulunması davranışına “beden algısı” adı veriliyor. Beden imajı kavramı, herkeste mevcuttur. Yaşam boyunca gelişerek değişim gösteren bir kavram olup, kişinin hayata ve en çok da kendine olan bakış açısını değiştirebiliyor. Aynı zamanda bu kavrama etki eden daha pek çok farklı faktörün de bulunduğunu söylememiz mümkündür. Bu faktörlerin bazıları cinsiyet, yaş, vücut yapısı, kişinin kilosu, bedenine duyarlılık durumu ve yüklediği anlamlar, ebeveynlerin tutumları şeklindedir.
Vücut Algısının Meydana Gelişi
Kişinin kendi vücudu ile sahip olmak istediği vücut şekli arasındaki fark fazlalık gösteriyorsa, bu durumun sonucunda bedenden memnun olmama ortaya çıkar. Özellikle de ergenliğe yeni girmiş olan gençlerde vücut algısı ve beslenme sorunlarının önemli bir boyut aldığını görebilmek mümkündür.
Ergenlik döneminde bulunan gençler, bedensel değişimi en yoğun şekilde yaşamaya başlarlar. Özellikle kız çocuklarının bedenlerinden duyduğu memnuniyetsizliğin, erkek çocuklarına göre daha fazla olduğu görülmüştür. Bu bahsetmiş olduğumuz dönem, geçiş dönemidir. Geçiş dönemi içinde olan birçok gencin aslında normal kabul edilen vücut ağırlığında olmasına rağmen daha zayıf olmak adına bilinçli ya da bilinçsiz diyet yöntemlerini uyguladığı görülüyor. Ülkemizde yapılmış olunan bir çalışmada istemli yetersiz beslenme yaşının on iki yaşına kadar düşüş gösterdiği görülmüştür. Bu durumdaki en önemli nokta aslında toplumun belirlemiş olduğu ideal vücut ölçüleri ve bu ölçülere ulaşmaya yönelik istek ve arzulardır. Birçok insanın kullanmakta olduğu kozmetikler, diyetler ve estetik cerrahi müdahaleler, ortodonti tedavileri bireylerin “güzel” beden algısına ulaşmaya yönelik adımlardır. Bu yollara başvurularak ideal vücut ölçülerine sahip olabileceklerine inançları tam olup, asla yolundan şaşmayacak insanlar görülebiliyor.
Aynı zamanda bu istek ve arzuların ardından yapılan yanlış diyetler ve rejimler kişilerin dengesiz bir şekilde beslenmesine ve yeteri düzeyde vitaminler alamamasına sebebiyet veriyor. Bu yüzden birçok insanın sağlığı tehdit altında kalıyor. Beden algısında bozulmalar olmuş kişilerde, beden algısında memnuniyetsizlik artış gösterdikçe, sağlıksız ve tehlikeli yollara başvurma eğilimi de artış gösteriyor. Beden algısı ile yeme alışkanlıklarının ve sağlıkla ilgili bozuklukların birbirleriyle ilişki halinde olduğu tespit edildi.
Zayıflık Kavramı
Özellikle de batı toplumlarında zayıflık kavramı sıklıkla kullanılıyor ve bu kavrama ulaşabilmek için çeşitli yollara başvuruluyor. Sağlığın ve cinsellik olarak çekiciliğin yalnızca zayıflık kavramının yansımasıyla oluşabileceğine olan inançlar her geçen gün artış gösteriyor. Bu konu hakkında yapılan araştırmalar, incelik kavramının kişisel bakımı ve iradenin gücünü temsil ettiği varsayıyor. Kilolu oluşun ise utanç verici ve iradenin zayıflığının bir göstergesi olduğu düşünülüyor. Aynı zamanda günümüz toplumlarında çekicilik, zayıflık kavramıyla özdeşmiş bir haldedir. Fakat geçmişte ise bu durumun tam tersi olduğu görülüyor. Zaman geçtikçe beden algısına yönelik düşünceler ve fikirlerin de farklılık göstermeye başladığını görüyoruz. Aslında mantıklı bir şekilde düşündüğümüz zaman her bireyin ideal beden ölçüsüne sahip olması fikri oldukça gerçek dışıdır.
Uzman Klinik Psikolog Jülide Başoğlu